NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 2670 >>

قوله تعالى وإذا طلقتم النساء فبلغن أجلهن فلا تعضلوهن

40- "Kadınları Boşadığınızdaı iddetleri Sona Ermişse, Kocaları ile Birbirleriyle Güzellikle Anlaşmışlarsa Evlenmelerine EngelOlmayın ... " (Bakara 232)

 

أنا سوار بن عبد الله بن سوار نا أبو داود الطيالسي نا عباد بن راشد قال سمعت الحسن يقول حدثني معقل بن يسار قال كانت لي أخت تخطب فأمنعها فخطبها بن عم لي فزوجتها إياه فاصطحبا ما شاء الله أن يصطحبا ثم طلقها طلاقا له عليها رجعة فتركها حتى انقضت عدتها وخطبها الخطاب جاء فخطبها فقلت يا لكع خطبت أختي فمنعتها الناس وآثرتك بها طلقتها فلما انقضت عدتها جئت تخطبها لا والله الذي لا إله إلا هو لا أزوجكما ففي نزلت هذه الآية { وإذا طلقتم النساء فبلغن أجلهن فلا تعضلوهن أن ينكحن أزواجهن إذا تراضوا } فقلت سمعا وطاعة كفرت عن يميني وأنكحتها

 

[-: 10974 :-] Ma'kil b. Yesar bildiriyor: Benim bir kızkardeşim vardı. Bana onunla evlenmek üzere talipler geliyor, bense onu evlendirmiyordum. Nihayet bir amcam oğlu geldi, ona talip oldu ben de kızkardeşimi ona nikahladım. Allah'ın dilediği kadar bir süre birlikte oldular. Sonra onu ric'i bir talak ile boşadı. Sonra da iddeti sona erinceye kadar bıraktı. Daha sonra diğer taliplilerle birlikte gelip ona talip oldu. Ben şöyle dedim: "Ey ahmak! Kızkardeşimi başkalarına vermedim sana verdim, ama sen onu boşadın, şimdi iddeti bitince onunla tekrar evlenmek mi istiyorsun? Kendisinden başka ilah olmayan Allah adına yemin ederim ki; onu seninle evlendirmeyeceğim." Bunun üzerine benim hakkımda şu ayet nazil oldu: "Kadınları boşayıp da iddetlerini bitirdiler mi aralarında maruf bir şekilde anlaştıkları takdirde artık kocalarına varmalarına engel almayınız." Bunun üzerine ben: "Duydum ve itaat ettim" deyip yeminimin kefaretini verdim ve kızkardeşimi (tekrar) ona nikahladım.

 

Tuhfe: 11465

 

Diğer tahric: Buhari (4529, 5130, 5331); Ebu Davud (2087); Tirmizi (2981); İbn Hibban (4071).

 

 

أنا أبو بكر بن علي حدثنا سريج بن يونس عن هشيم أنا يونس عن الحسن عن معقل بن يسار قال زوجت أختي رجلا منا فطلقها فلما انقضت العدة خطبها إلي ووافقها ذلك فقلت له زوجتك وآثرتك ثم طلقتها ما هي بالتي تعود إليك فنزلت { وإذا طلقتم النساء فبلغن أجلهن فلا تعضلوهن أن ينكحن أزواجهن إذا تراضوا بينهم بالمعروف } فقلت لما نزلت هذه الآية أما إنها ستعود إليك

 

[-: 10975 :-] Ma'kil b. Yesar der ki: Kızkardeşimi bizden (akrabam olan) biriyle evlendirdim ve bu kişi kız kardeşimi boşadı. iddeti bitince onu tekrar istedi ve kız kardeşim de bunu kabul etti. Ben: "Kızkardeşimi başkalarına vermedim sana verdim, ama sen onu boşadın. Kız kardeşim sana tekrar dönmez" dedim. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Kadınları boşayıp da iddetlerini bitirdiler mi aralarında maruf bir şekilde anlaştıkları takdirde artık kocalarına varmalarına engel almayınız." Bu ayet nazil olunca: "Kızkardeşim sana dönebilir" dedim.

 

Tuhfe: 11465

 

 

قوله تعالى والذين يتوفون منكم ويذرون أزواجا

41- "içinizden Ölenlerin Bırakmış Olduğu Eşler ... " (Bakara 232)

 

أنا محمد بن عبد الأعلى أنا خالد يعني بن الحارث أنا بن عون عن محمد قال لقيت مالكا فقلت كيف كان بن مسعود يقول في شأن سبيعة قال قال أتجعلون عليها التغليظ ولا تجعلون لها الرخصة لأنزلت سورة النساء القصرى بعد الطولى

 

[-: 10976 :-] Muhammed (b. Sirin) der ki: Malik ile karşılaşınca: "ibn Mes'ud Subey'a adındaki kadın hakkında nasıl davrandı?" diye sorduğumda dedi ki: Bu konuda ibn Mes'ud: "Ona zor olanı yüklüyor da ruhsatı kullanmasına izin vermiyor musunuz! Oysa Talak suresindeki söz konusu ayet Bakara suresindeki söz konusu ayetten daha sonra nazil olmuştur" demişti.

 

Tuhfe: 11465

2685'te tahrici geçmişti.

 

 

أنا محمد بن سلمة أنا بن القاسم عن مالك عن سعد بن إسحاق بن كعب بن عجرة عن عمته زينب بنت كعب بن عجرة أن الفريعة بنت مالك بن سنان وهي أخت أبي سعيد الخدري أخبرنها أنها جاءت إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم تسأله أترجع إلى أهلها بني خدرة فإن زوجها خرج في طلب أعبد له أبقوا حتى إذا كانوا في طرف القدوم لحقهم فقتلوه قالت فسألت رسول الله صلى الله عليه وسلم أن أرجع إلى أهلي فإن زوجي لم يتركني في مسكن يملكه ولا نفقة قالت فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم نعم فخرجت حتى إذا كنت في الحجرة أو في المسجد دعاني أو أمر بي فدعيت فقال كيف قلت قالت فرددت عليه فقال امكثي في بيتك حتى يبلغ الكتاب أجله فاعتددت أربعة أشهر وعشرا فلما كان عثمان أرسل إلي فأخبرته فاتبعه وقضى به

 

[-: 10977 :-] Ebu Said el-Hudrl'nin kızkardeşi Furey'a binti Malik b. Sinan'ın bildirdiğine göre Resulul/ah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip, kocasının kaçan bazı kölelerini aramak için gittiğini, Kaddum taraflarında onlara yetişince kendisini öldürdüklerini söyleyip Hudra oğul/arı olan ailesine dönüp dönemeyeceğini sordu. Furey'a dedi ki: "Resulul/ah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Aileme dönebilir miyim? Çünkü kocam bana ne oturacağım ev, ne de geçineceğim nafaka bırakmadı" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" cevabını verince çıktım ve odadayken veya mescitteyken beni çağırdı veya çağrılmamı emretti ve: "Ne demiştin?" diye sordu. Söylediklerimi kendisine tekrar edince: "İddetin bitinceye kadar evinde otur" dedi. Dört ay on gün iddet bekledim. Hz. Osman halife olunca bana adam göndererek benden bunu(n hükmünü) sordu ve kendisine bildirdim. O da bu hükme, uydu ve ona göre başkalarınada hüküm verdi.

 

Tuhfe: 18045

5692'de tahrici geçmişti.

 

 

[-: 10978 :-] Zeyneb binti Ebi Seleme der ki: Ebu Süfyan vefat ettiği zaman kızı Ümmü Seleme'nin yanına girdim. Ümmü Seleme güzel koku istedi ve bir cariyeye sürdü. Sonra kendi yanaklarına sürdü ve dedi ki: ''Vallahi kokuya ihtiyacım yoktur; ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kadının bir ölü için üç günden fazla yas tutması helal değildir. Sadece kocası için dört ay on gün yas tutar'' dediğini duydum.''

 

Tuhfe: 15874

Tahrici için 5663'e bakın.

 

 

قوله جل ثناؤه { حافظوا على الصلوات والصلاة الوسطى }

42- "Namazlara ve Orta Namaza Devam Edin ... " (Bakara 238)

 

أنا إسحاق بن إبراهيم أنا عيسى عن الأعمش عن مسلم عن شتير بن شكل عن علي عليه السلام قال شغلوا النبي صلى الله عليه وسلم عن صلاة العصر حتى صلاها بين صلاتي العشاء فقال شغلونا عن صلاة الوسطى ملأ الله بيوتهم وقبورهم نارا

 

[-: 10979 :-] Hz. Ali der ki: (Düşmanlar) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ikindi namazından alıkoydu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) akşam ve yatsı arasında ikindi namazını kıldı ve: "Bizi orta namazdan alıkoydular. Allah evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun" dedi.

 

Tuhfe: 10123

356'da geçmişti.

 

 

أنا قتيبة بن سعيد عن مالك والحارث بن مسكين قراءة عليه وأنا أسمع عن بن القاسم قال حدث مالك عن زيد بن أسلم عن القعقاع بن حكيم عن أبي يونس مولى عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم أنه قال أمرتني عائشة أن أكتب لها مصحفا وقالت إذا بلغت هذه الآية فآذني حافظوا على الصلوات والصلاة الوسطى فلما بلغتها آذنتها فأملت علي حافظوا على الصلوات والصلاة الوسطى وصلاة العصر وقوموا لله قانتين ثم قالت سمعتها من رسول الله صلى الله عليه وسلم

 

[-: 10980 :-] Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımı Hz. Aişe'nin azatlısı Ebu Yunus der ki: "Hz. Aişe kendisine bir Mushaf yazmamı emretti ve: ''Namazlara ve orta namaza devam edin ... '' ayetine gelince bana haber ver" dedi. Bu ayete gelince ona haber verdim. Bana: "Namazlara ve orta namaza, ikindi namazına devam edin ve gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun" şeklinde yazdırdıktan sonra: "Bunu Resulullah'tan (sallollohu aleyhi vesellem) duydum" dedi.

 

Tuhfe: 17809

365'te geçmişti.

 

 

قوله جل ثناؤه وقوموا لله قانتين

43- " ... Gönülden Boyun Eğerek Allah için Namaza Durun" (Bakara 238)

 

أنا سويد بن نصر أنا عبد الله عن إسماعيل بن أبي خالد عن الحارث وهو بن شبيل عن أبي عمرو الشيباني عن زيد بن أرقم قال كنا في عهد النبي صلى الله عليه وسلم يكلم أحدنا صاحبه في الصلاة في حاجته حتى نزلت هذه الآية { حافظوا على الصلوات والصلاة الوسطى وقوموا لله قانتين } فأمرنا حينئذ بالسكوت

 

[-: 10981 :-] Zeyd b. Erkam der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında, ihtiyaç durumunda birbirimizle konuşurduk. "Namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun" ayeti nazil olunca namazda susmamız emredildi.

 

Tuhfe: 3661

562'de geçmişti.